هئثاس- يي، مح آكونه ممه ثيب، قو "
Vehb b. Münebbih anlatıyor:
Zamanının en hayırlı adamlarından biri, halkını domuz eti yemeye zorlayan bir kralın yanına çağrıldı. Adama gelmesi için haber salınınca insanlar saygın konumundan dolayı buna çok içerlediler ve adamın içine düşeceği duruma üzüldüler. Kralın baş muhafızı ise adama: “Bana yenmesini helal gördüğünüz bir oğlak getir de keseyim. Kral domuz eti getirmemi istediğinde bunun etini getirir ve yersin” dedi. Bunun üzerine adam bir oğlak kesti ve baş muhafıza verdi. Adam kralın huzuruna çıktığında, kral domuz etini getirmesi için baş muhafıza emir verdi. Baş muhafız da adamın verdiği oğlak etini getirdi. Kral adamın yemesini isteyince adam yemeyi kabul etmedi. Baş muhafız da adama göz kırpıp oğlak etini göstererek yemesini istedi. Ancak adam yine yemeyi kabul etmedi. Bunun üzerine kral, baş muhafıza adamı öldürmesi emrini verdi. Baş muhafız öldürmek üzere adamı götürdüğünde ona: “Neden yemedin ki? Oysa bana verdiğin etti. Sana başka etten getireceğimi mi zannediyorsun?” deyince, adam şöyle karşılık verdi: “İnsanların bu konuda beni örnek almalarından korktum. Zira kral tarafından domuz eti yemeye zorlanan kişinin beni örnek alarak: «Filan kişi de yemişti!» demesinden ve bu şekilde insanların fitneye düşmesinden
çekindim.” Ardından adam öldürüldü.
Hilyetu'l Evliya 3/133
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder