23 Eylül 2017 Cumartesi

EBÛ BEKİR ES-SIDDÎK (Radıyallahu Anh)'dan İBRETLİ SÖZLER!

Ebû Bekir radiyallahu anh, halife olduktan sonra bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında Allah'a hamd etikten sonra ve onu övgüde bulunduktan sonra şunları söyledi:

__"Ey cemaat! En iyiniz olmadığım halde, başınıza geçtim. Fakat Kur'an indi. Peygamber sallallâhu aleyhive sellem sünnetini koydu. O bize öğretti, bizde öğrendik.
İyi bilin ki en akıllı kişi, Allah'ın yasaklarından kaçınandır. En ahmak da günaha dalandır. En güçlünüz, benim yanımda mazlumun ahını kendisinden alıncaya kadar en zayıfınızdır. Bana göre en zayıfınız da, hakkını zâlimlerden alıncaya kadar en güçlünüzdür.
Ey cemaat! Ben ancak Paygember sallallâhu aleyhi ve sellem'in yoluna uyan birisiyim. Bid'atçi değilim. Ben iyi idare edersem, bana yardımcıolun. Eğer doğru hareket etmezsem, beni doğruya çağırın.

İbn Sa'd, et-Tabakâtu'l-Kubra, Dâru İhyâi't-Turâsi'l-Arabî, 3/97.

15 Eylül 2017 Cuma

AÇIK BİR NASS OLMAYAN KONUDA "BU HELAL, BU HARAM" DEMENİN YASAKLANMASI!

Yüce Allah subhanehu şöyle buyuruyor:

"De ki: Rabbim... Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi yasaklamıştır." (Araf 33)

Ebu Hureyre (r.a) der ki, Resulullah (sallallahu aleyhi va sellem) şöyle buyurmuştur:
"...Bilmeden fetva verenler, verdiği fetvanın günahını çeker..."
Ebu Davud; Ahmed; Darimi; İbn Mace

Selef alimleri: "Bir kişi "Allah şunu helal kıldı, şunu haram kıldı" diyeceği zaman, Allah Teala’nın "ben bunu helal kılmamıştım, şunu da haram kılmamıştım" demesinden sakınsın.
Dolayısıyla o kişinin bir şeyi helal ya da haram olduğu hususunda Allah Teala’dan açık bir vahiy yoksa o konuda, yalnızca bir alimi taklid yada bir nassı te’vil ederek "Allah şunu helal kıldı, bunu haram kıldı" dememesi gerekir." demişlerdir.

İbn Vehb, İmam Malik (rahimehullah)'ı şöyle derken işittim demiştir:
"Ne emir ne bir başka selef alimlerinden ne de kendisini önder kabul ettiğim kişilerden bir şey hakkında "bu helal, bu haram" dediklerini duymadım. Kimse buna cüret bile edemezdi."

İbn Kayyim, İlamu'l Muvakkin

2 Eylül 2017 Cumartesi

ALTIN NASİHATLAR!

Hatib, İbn Asâkir ve İbnü'n-Neccâr, Said bin el-Müseyyeb'den; Ömer radıyallahu anh bir keresinde şunlardan bahsetti ki her biri bir hikmettir:

✺ Bir kötülük yapmak suretiyle senin hakkında Allah'a isyan eden bir kişiyi, bir iyilik yapmak suretiyle kendisi hakkında Allah'a itaat etmekten daha büyük bir şekilde cezalandıramazsın.

✺ Kesin bir bilgiye sahip olmadığın sürece müslüman bir kardeşinin herhangi bir hareketini en güzeline hamlet.

✺ Bir müslüman kardeşinden duyduğun bir sözü elinden geldiğinde hayra yor.

✺ Kendisini töhmet altında bırakacak işler yapan kimse, kendisi hakkında sûizanda bulunup kötü şeyler düşünenleri kınamasın.

✺ Sırrını sakladığı sürece kişinin iradesi kendi elindedir.

✺ Doğru sözlü ve yaşayışlı arkadaşlarından ayrılma ve her zaman için onların gölgesinde yaşa; çünkü onlar senin için bollukta süs, darlıkta ise azıktırlar.

✺ Sonunda ölüm olduğunu bilsen de doğruluktan ayrılma.

✺ Seni ilgilendirmeyen şeylere karışma.

✺ Olmayacak işler peşinde koşma, çünkü böyle birşey yararsız, boş bir uğraş olur.

✺ İhtiyacını yerine getirmek istemeyen kimseden hiç birşey isteme.

✺ Yalan yere yemin etmeyi küçümseme ki Allah Teâla seni bundan dolayı helak etmesin.

✺ Sakın fâcirlerle (kötülerle) arkadaşlık yapma ki sonra kötülüklerini öğrenirsin.

✺ Düşmanlarından uzak durduğun gibi Allah'tan korkmayan dostlarından da sakın; Çünkü O'ndan korkmayan kimse asla güvenilir birisi değildir.

✺ Kabirlerin yanından geçerken kork.

✺ Tâat gösterirken kendini hiç mesabesine indir.

✺ Günah işlerken âkıbetini düşün.

✺ Bir iş yaparken, içlerinden Allah'tan korkanlarla istişare et; çünkü Allah Teâlâ “Allah'tan, kulları içinde ancak alimler korkar”

(Fâtır: 35/ 28 buyurmaktadır.

[Kenz VIII/ 235]