5 Aralık 2023 Salı

Muddessir Süresi 11-26 Ayetleri

Bu durumda Araplara karşı Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in durumuyla ilgili olarak ağız birliği etmeleri gerekiyordu. 

Böylece onun davetinin Arapların gönlünde hiçbir olumlu etki bırakmayacağını düşünüyorlardı. Bu amaçla Velid b. el-Mugire'ye gittiler.

Velid ise onlara şunları söyledi: 

"Onun hakkında ortak bir söylem geliştirmelisiniz, farklı farklı şeyler söylememelisiniz. Aksi halde kendi içinizde çelişkiye düşer, birbirinizi yalanlamış olursu nuz." 

Onlar da "Öyleyse sen bize bir şey söyle de onu kullanalım" dediler. 

O "Hele önce sizin tekliflerinizi bir görelim bakalım! 

Buyrun dinliyorum sizi" dedi. 

'"Kahin' desek nasıl olur?" dediler. 

Velid "Olmaz! Şimdi Allah için konuşmak lazım, o kahin falan değil! Biz çok kahin gördük. Bunun söyledikleri, onların mırıldanmalarına da benzemiyor, kafiyeli konuşmalarına da . . . " dedi. 

"Peki, 'deli' desek!" dediler.

"Deli de olmaz. Deliliğin ne olduğunu iyi biliriz biz. Bunlar bir deli saçması veya delilik nöbeti olmadığı gibi, vesvese falan da değil!" karşılığını verdi. "

O halde 'şair' diyelim" dediler. "Şair de uymaz. Biz şiirin her türlüsünü, her veznini ve her özelliğini biliriz. Onunkiler şiir de değil" dedi. 

"'Büyücü' desek olur mu peki?" dediler. "

O da olmaz. Biz, büyücüleri de yaptıkları büyüleri de gördük. Bununkiler, onların ne okuyup üflemelerine benziyor ne de attıkları düğümlere . . . " dedi. 

"Peki, ne diyeceğiz o zaman?" diye sordular. 

Velid "Şimdi Allah için söylemek gerekirse, onun sözleri, kökleri suya doymuş, sapasağlam ve verimli bir hurma ağacına benziyor; gerçekten çok tatlı ve son derece zarif. Bu nedenle siz bunlardan hangisini söyler seniz söyleyin boşuna uğraşırsınız; hemen yalan olduğu anlaşılır. Ama her şeye rağmen onun hakkında söylenebilecek en tutarlı şey, 'büyücü' olabilir. Öyle ya, insanı babasından, kardeşinden, eşinden ve kabilesin den ayıracak nitelikte büyüleyici sözler söylüyor!" dedi. 

Sonunda "büyücü" yaftasında karar kılıp Velid'in yanından ayrıldılar. 

Bazı rivayetlere göre (de) Velid, kendisine önerilen yaftaların hiçbirini kabul etmediği için ona "Peki, en doğrusunun ne olduğunu sen söyle o zaman" dediler.

O da onlara "Bana biraz zaman tanıyın, bu konuda biraz düşüneyim" dedi. 

Velid, uzun uzun düşündükten sonra biraz önce bahse dilen görüşünü açıkladı. 

İşte Allah Teala, bu Velid hakkında Müddessir süresinin 11 ila 26. ayetleri arasındaki ayetleri indirdi.

İlgili ayetlerde onun nasıl düşündüğünü de şöyle anlatmıştır:

11. Tek olarak yarattığım (adamla) beni baş başa bırak.

    
وَجَعَلْتُ لَهُ مَالًا مَمْدُودًاۙ 12

12. Ben ona çok fazla mal verdim.

    
وَبَن۪ينَ شُهُودًاۙ 13

13. (Sürekli onunla) beraber olan çocuklar,

    
وَمَهَّدْتُ لَهُ تَمْه۪يدًاۙ 14

14. Geniş imkân ve nimetler.

    
ثُمَّ يَطْمَعُ اَنْ اَز۪يدَۙ 15

15. Sonra da o, daha fazlasını (vermemi) umar.

    
كَلَّاۜ اِنَّهُ كَانَ لِاٰيَاتِنَا عَن۪يدًاۜ 16

16. Asla! Çünkü o, ayetlerimize karşı inatçıdır.

    
سَاُرْهِقُهُ صَعُودًاۜ 17

17. Onu oldukça zor bir yokuşa (dayanılması zor, çetin azaplara) süreceğim.

    
اِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَۙ 18

18. Çünkü o düşündü, ölçtü.

    
فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَۙ 19

19. Kahrolası, nasıl da ölçtü biçti!

    
ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَۙ 20

20. Bir daha, bir daha kahrolası, (bu) nasıl ölçüp biçmek!

    
ثُمَّ نَظَرَۙ 21

21. Sonra baktı.

    
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَۙ 22

22. Sonra surat asıp yüzünü ekşitti.

    
ثُمَّ اَدْبَرَ وَاسْتَكْبَرَۙ 23

23. Sonra arkasını döndü ve büyüklendi.

    
فَقَالَ اِنْ هٰذَٓا اِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُۙ 24

24. Ve dedi ki: “Bu, (sihirbazlardan) aktarılan bir büyüden başkası değildir.”

    
اِنْ هٰذَٓا اِلَّا قَوْلُ الْبَشَرِۜ 25

25. “Bu, yalnızca bir beşer sözüdür.”

    
سَاُصْل۪يهِ سَقَرَ 26

26. Ben onu Sakar’a/cehenneme atacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder