26 Ekim 2016 Çarşamba

Yüzün Örtülmesinin Farz Olduğunu Gösteren Sünnetten Deliller!



Yüzün örtülmesinin farz olduğunu gösteren sünnetten deliller!


Birinci delil:

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

(( إِذَا خَطَبَ أَحَدُكُمِ امْرَأَةً فَلا جُنَاحَ عَلَيْهِ أَنْ يَنْظُرَ إِلَيْهَا إِذَا كَانَ إِنَّمَـا يَنْظُرُ إِلَيْهَا لِـخِطْبَتِهِ، وَإِنْ كَانَتْ لا تَعْلَمُ. )) [ رواه أحمد ]

"Sizden biriniz, bir kadınla evlenmek istediği zaman, sadece onunla evlenmek için ise, -kadın bunu bilmese bile- ona bakmasında bir günah yoktur."

(İmam Ahmed rivâyet etmiş ve 'Mecmeu'z-Zevâid' kitabının yazarı şöyle demiştir: Hadisin râvileri sahih'in ricâli gibidir."

Hadisin delil olan yönü şöyledir:

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, evlenmek isteyen erkeğin, özellikle evlenmek şartıyla olması halinde evleneceği kadına bakmasında bir günah olmadığını belirtmesi, evlenmek isteyenin dışındaki birisinin yabancı bir kadına bakmasının her hâlukârda günah olduğuna delâlet etmiştir. Aynı şekilde evlenmek isteyen erkek, evlenme kastının dışında yabancı bir kadına bakması da günahtır. Örneğin zevk almak ve hoşlanmak amacıyla yabancı bir kadına bakmak gibi...

Eğer: Hadiste bakılabilen yerler açıklanmamıştır. Bununla göğüs ve boyuna bakmak da kastedilmiş olabilir, denilecek olursa ona şöyle cevap verilir:

Evlenmek isteyen bir kimse, evleneceği kadının güzel olmasını istemedeki gâyesinin yüz güzelliği olduğunu herkes bilir. Yüzün dışındaki yerler ise, yüze tâbidir, genellikle bu aranmaz. Evlenmek isteyen kimse, sadece yüze bakar. Çünkü yüz, özellikle güzellik isteyen kimse için aranan şeydir. Bunda şüphe yoktur.

İkinci delil:

Ümmü Atiyye'den rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

(( أَمَرَنَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ نُخْرِجَهُنَّ فِي الْفِطْرِ وَالأَضْحَى الْعَوَاتِقَ وَالْـحُيَّضَ وَذَوَاتِ الْـخُدُورِ، فَأَمَّا الْـحُيَّضُ فَيَعْتَزِلْنَ الصَّلاةَ وَيَشْهَدْنَ الْـخَيْرَ وَدَعْوَةَ الْـمُسْلِمِينَ. قُلْتُ يَا رَسُولَ اللهِ! إِحْدَانَا لَا يَكُونُ لَهَا جِلْبَابٌ؟ قَالَ: لِتُلْبِسْهَا أُخْتُهَا مِنْ جِلْبَابِهَا. )) [رواه البخاري ومسلم]

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bizlere, ergenlik çağına eren kızları, hayız gören kadınları ve evlenme çağındaki bâkire kızları Ramazan ve Kurban bayramlarına çıkarmamızı emretti. Hayız gören kadınlara gelince, onlar namaz vaktinde namaz kılınan yerden (musalla'dan) uzak dururlar, hutbeye ve müslümanların duâlarına şâhit olurlar (iştirak ederler).

(Ümmü Atiyye):

- Ey Allah'ın elçisi! Bizden birisinin cilbabı yoksa ne yapmalıdır? diye sordum.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

- Kızkardeşinin ihtiyacı olmadığı cilbabını ödünç alıp giyer."

(Buhârî ve Müslim).

Bu hadis, sahâbe kadınlarının her zaman olduğu gibi, kadının cilbabı olmadan dışarı çıkmadığına ve cilbabı olmadığı zaman dışarı çıkamadığına delâlet etmektedir.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in cilbab giymesini emretmesi, örtünmesi gerektiğine delildir.

Yine de en iyisini Allah Teâlâ bilir.

Üçüncü delil:

Âişe'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

(( لَقَدْ كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُصَلِّي الْفَجْرَ، فَيَشْهَدُ مَعَهُ نِسَاءٌ مِنْ الْـمُؤْمِنَاتِ مُتَلَفِّعَاتٍ فِي مُرُوطِهِنَّ، ثُمَّ يَرْجِعْنَ إِلَى بُيُوتِهِنَّ مَا يَعْرِفُهُنَّ أَحَدٌ مِنَ الْغَلَسِ.وَقَالَتْ: لَوْ أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَأَى مِنَ النِّسَاءِ مَا رَأَيْنَا، لَـمَنَعَهُنَّ مِنَ الْـمَسَاجِدِ كَمَـا مَنَعَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ نِسَاءَهَا.)) [رواه البخاري ومسلم]

"Şüphesiz Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazını kılar, onunla birlikte mü'min kadınlar da elbiselerini üzerlerine dolamış bir halde sabah namazına gelirlerdi. Sonra evlerine dönerler, karanlık dolayısıyla da hiç kimse onları tanımazdı.

(Âişe) dedi ki:

- Şayet bizim (şimdi) gördüğümüzü, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de görmüş olsaydı, İsrailoğullarının, kendi kadınlarını yasakladıkları gibi, o da kadınları mescitlere gitmekten yasaklardı."

(Buhârî ve Müslim).

Abdullah b. Meas'ud da -Allah ondan râzı olsun- bu hadise yakın bir şekilde rivâyet etmiştir.

Bu hadisin delil olması iki yöndendir:

Birincisi: Hicab ve örtünme, sahâbe kadınlarının her zamanki âdetlerin idi. Onların yaşadığı çağ, çağların en fazîletlisi ve Allah -azze ve celle- katında en kıymetlisidir.

İkincisi: Mü'minlerin annesi Âişe ve Abdullah b. Mes'ud -Allah ikisinden de râzı olsun- ilim, fıkıh ve basiret yönünden sana yeter, başkasına gerek kalmaz.

Âişe ve Abdullah b. Mes'ud:

- Şayet bizim kadınlardan gördüklerimizi, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- görmüş olsaydı, onları mescitlere gitmekten yasaklardı, diye haber vermişlerdir. Bu durum, çağların en fazîletlisi olan sahâbe zamanında ise, günümüzdeki hali nice olur?

Dördüncü delil:

Abdullah b. Ömer'den -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

(( مَنْ جَرَّ ثَوْبَهُ خُيَلَاءَ لَمْ يَنْظُرِ اللهُ إِلَيْهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، فَقَالَتْ أُمُّ سَلَمَةَ: فَكَيْفَ يَصْنَعْنَ النِّسَاءُ بِذُيُولِـهِنَّ؟ قَالَ: يُرْخِينَ شِبْرًا، فَقَالَتْ: إِذًا تَنْكَشِفُ أَقْدَامُهُنَّ. قَالَ: فَيُرْخِينَهُ ذِرَاعًا لاَ يَزِدْنَ عَلَيْهِ.)) [ رواه الترمذي وصححه الألباني في صحيح الترمذي]

"Kim, elbisesini kibirlenerek yerden sürüklerse, kıyâmet günü Allah Teâlâ onun yüzüne bakmaz.

Bunun üzerine Ümmü Seleme -Allah ondan râzı olsun- dedi ki:

- Öyleyse kadınlar elbiselerinin alt kısımlarını nasıl yapsınlar?

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

- Elbiselerinin alt kısmını (baldırlarından) bir karış aşağıya bıraksınlar (sarkıtsınlar).

Bunun üzerine Ümmü Seleme -Allah ondan râzı olsun- dedi ki:

- O zaman ayakları gözükür (açığa çıkar).

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

- Öyleyse elbiselerinin alt kısmını (baldırlarından) bir dirsek boyu kadar aşağıya bırakırlar (sarkıtırlar), bundan fazla sarkıtmazlar."

(Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî 'Sahîhu'l-Câmi'de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.)

Beşinci delil:

Âişe'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

(( كَانَ الرُّكْبَانُ يَمُرُّونَ بِنَا وَنَحْنُ مَعَ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُـحْرِمَاتٌ، فَإِذَا حَاذَوْا بِنَا سَدَلَتْ إِحْدَانَا جِلْبَابَهَا مِنْ رَأْسِهَا عَلَى وَجْهِهَا، فَإِذَا جَاوَزُونَا كَشَفْنَاهُ. )) [رواه أبو داود]

"Biz, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte ihramlı kadınlar olduğumuz (yüzlerimiz açık olduğu) sırada süvâriler (binekliler) yanımızdan (biz kadınlar topluluğunun yanından) geçip giderlerken tam bizim hizamıza geldiklerinde her birimiz cilbabını başından yüzünün üzerine doğru sarkıtırdı. Bizi geçip gittikleri zaman yüzümüzü açardık."

(Ebu Dâvud; hadis no: 1562).

Âişe'nin -Allah ondan râzı olsun-:

(( ... فَإِذَا حَاذَوْا بِنَا سَدَلَتْ إِحْدَانَا جِلْبَابَهَا مِنْ رَأْسِهَا عَلَى وَجْهِهَا... ))

"... tam bizim hizamıza geldiklerinde (yani binekliler) her birimiz cilbabını başından yüzünün üzerine doğru sarkıtırdı..."

Sözü,yüzün örtülmesi gerektiğine delildir. Zirâ ihramda kadın için meşrû olan, yüzünün açılmasıdır. Şayet yüzün açılmasına o zaman kuvvetli bir engel olmasaydı, bineklilerin kadınların yanlarından geçerlerken yüzlerinin açık kalması gerekirdi.

Bunun açıklaması şöyledir:

İlim ehlinin çoğunluğuna göre, kadınların ihramda yüzlerini açmaları farzdır. Farz olan hükme de ancak farz olan başka bir hüküm karşı koyar. Şayet kadının, yabancı erkeklerin yanında hicaba bürünmesi ve örtünmesi farz olmasaydı, ihram sırasında yüzünü açarak farzı terketmesi câiz olmazdı.

Nitekim Rasûlullah -sallallau aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

((... وَلا تَنْتَقِبِ الْـمَرْأَةُ الْـمُحْرِمَةُ، وَلا تَلْبَسْ الْقُفَّازَيْنِ. )) [رواه البخاري ومسلم]

"İhramlı kadın, yüzünü peçe ile örtmez ve ellerine eldiven giymez."

(Buhârî ve Müslim).

Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:

"Bu hadis, peçe ve eldivenlerin, ihramlı olmayan kadınlar tarafından bilindiğine delâlet etmektedir. Bu da, onların yüz ve ellerini örtmelerini gerektirir."

(Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn'in; "Hicâb Risâlesi'nden" alınmıştır.)

       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder