9 Ocak 2017 Pazartesi

İnsanların Fazilet Ve Saygınlığına Aldanmadan, Hakka Uymak!

Yemen’li Şeyh el-Muallimî rahimehullah, Ref’u’l-İştibah An Ma’na’l-İbadeti ve’l-İlah adlı kitabında (152-153) şöyle diyor:

“Şunu iyi bil ki, Allah Teâlâ bazı samimî kimseleri, başkalarının hatası türünden şeylerle imtihan edebilir. O’nun sözünü terk edip hakka mı uyacaklar, yoksa fazilet ve saygınlığına aldanacaklar mı diye! Bahsi geçen bu fazilet sahibi kişi mazur, hatta içtihadından ve maksadının hayır oluşundan, kusurda bulunmamasından dolayı ecir de kazanmış olabilir.

Ancak Allah Teâlâ’nın kitabından ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in sünnetinden hakiki delillere iltifat etmeksizin onun yüceliğine aldanıp tabi olan mazur değildir! Bilakis o çok büyük bir tehlikededir!

Mü’minlerin annesi Aişe radıyallahu anha Cemel vakasından önce, müminlerin emiri Ali radıyallahu anh’ı takip için Basra’ya gittiği zaman, Hasen b. Ali ve Ammar b. Yasir radıyallahu anhum, insanlara nasihat ettiler. Ammar radıyallahu anh’ın sözleri arasında şunlar vardı:

“Vallahi o, Nebiniz sallallâhu aleyhi ve sellem’in dünyada da, ahirette de hanımıdır. Lakin Allah, kendisine mi itaat edeceksiniz, yoksa O’na mı diye sizi onunla imtihan ediyor!”

Bu manada en önemli örneklerden bir diğeri de Fatıma radıyallahu anha’nın, babasının mirasını talep etmesi hadisesidir. Ebu Bekr es-Sıddık radıyallahu anh için bu büyük bir imtihandı ve Allah Azze ve Celle O’nu bu hususta sebat ettirdi.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder