Rasulullah ﷺ şöyle buyurdu:
“Şüphesiz İsrail oğulları yetmiş iki fırkaya bölündüler. Benim ümmetim de yetmiş üç fırkaya ayrılacak, biri dışında hepsi de ateşte olacaktır.” Dediler ki: “O (kurtulan) hangisidir ey Allah’ın rasulü?” Şöyle buyurdu: “Bugün benim ve ashabımın üzerinde buluğunduğumuz yolda olanlar!”
Tirmizi (2641) el-Elbani Sahihu’l-Cami’de (9474) hasen olduğunu söylemiştir.
Huzeyfe رضي الله عنهم şöyle demiştir:
“Ey kurrâlar topluluğu, Allah’tan korkun! Sizden öncekilerin yoluna tutunun. Yemin ederim ki onlara tabi olursanız oldukça öne geçersiniz. Şayet terk ederek sağa ve sola ayrılırsanız uzak bir sapıklığa düşersiniz.”
İbn Abdilberr, Camiu Beyani’l-İlm ve Fadlih (3/184)
Ömer b. El-Hattab (Faruk) رضي الله عنهم İbn Abbas رضي الله عنهم ya şöyle demiştir:
“Bu ümmet peygamberleri ve kıbleleri bir olduğu halde nasıl ihtilaf ederler?”
İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki: “Ey Müminlerin emiri! Kur’an ancak bizim üzerimize indi ve biz onu okuduk. İnen ayetleri öğrendik. Şüphesiz bizden sonra Kur’an’ı okuyan ve hangi konuda indirildiğini bilmeyen kimseler olacaktır. Bunun üzerine onlar bu konuda görüş bildirecekler. Görüş bildirdikleri zaman da ihtilaf edecekler ve ihtilaf ettikleri zaman birbirleriyle savaşacaklardır…”
El-Kasım b. Sellam, Fadailu’l-Kur’an (103)
Şeyhulislam İbn Teymiyye رحمهالله تعالى şöyle demiştir:
“Her kim Kur’anı veya hadisi sahabe ve tabiin tarafından bilinmeyen bir şekilde açıklarsa o kimse Allah’a iftira etmiş, Allah’ın ayetleri konusunda haktan yüz çevirmiş ve sözü yerinden çıkarmıştır. Bu zındıklık ve ilhad kapısını açmaktır. Bunun da batıl olduğu İslam dininde zorunlu olarak bilinir.”
Mecmuu’l-Fetava (13/243)
Şatıbî رحمهالله تعالى şöyle demiştir:
“Bu yüzden şer’î delile bakan herkesin öncekilerin anlayışını ve onların üzerinde bulundukları uygulamayı gözetmesi gerekir. İlim ve amel bakımından en doğruya ulaştıranı ve en sağlamı budur.
El-Muvafakat (3/77)
İbnu’l-Kayyım رحمهالله تعالى şöyle demiştir:
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ashabının sünnetini kendi sünnetine bağlamış ve kendisinin sünnetine tabi olmayı emrettiği gibi her ikisine birlikte uymayı da emretmiştir. Bu emri öyle mübalagalı bir ifadeyle söylemiştir ki azı dişlerle sarılmayı emretmiştir.”
İ’lamu’l-Muvakki’in (4/140)
Ömer b. Abdilaziz رحمهالله تعالى şöyle demiştir:
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sünnetler koydu. Ondan sonraki idareciler de sünnetler koydular. Bunlara tutunmak, Allah’ın kitabına tabi olmaktır, Allah’a itaati mükemmelleştirmektir, Allah’ın dininde kuvvettir. İnsanlardan hiçbiri onu bozamaz, değiştiremez ve ona aykırı bir görüşte bulunamaz. Onun yolunda giden hidayet bulmuştur. Ondan yardım isteyen yardım görür. Kim de onu terk ederek müminlerin yolundan başkasına uyarsa Allah onu döndüğü yerde bırakır ve cehenemme sokar. O ne kötü bir dönüş yeridir.”
Hilyetu’l-Evliya (6/324)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder