17 Kasım 2015 Salı

Selef'i - Salihin Yolunu Takip Etmek


Rasulullah  ﷺ şöyle  buyurdu:

“Şüphesiz  İsrail oğulları  yetmiş  iki  fırkaya  bölündüler.  Benim  ümmetim  de  yetmiş  üç  fırkaya ayrılacak,  biri  dışında  hepsi  de  ateşte  olacaktır.”  Dediler  ki:  “O  (kurtulan)  hangisidir  ey  Allah’ın rasulü?”  Şöyle  buyurdu:  “Bugün  benim  ve  ashabımın  üzerinde buluğunduğumuz  yolda olanlar!”

Tirmizi  (2641) el-Elbani  Sahihu’l-Cami’de  (9474)  hasen olduğunu  söylemiştir.

Huzeyfe  رضي الله عنهم  şöyle  demiştir:

“Ey  kurrâlar  topluluğu,  Allah’tan  korkun! Sizden  öncekilerin  yoluna  tutunun.  Yemin  ederim  ki  onlara  tabi  olursanız  oldukça  öne geçersiniz.  Şayet  terk  ederek  sağa  ve sola ayrılırsanız  uzak  bir  sapıklığa düşersiniz.”

İbn  Abdilberr, Camiu Beyani’l-İlm  ve Fadlih (3/184)

Ömer  b.  El-Hattab (Faruk)   رضي الله عنهم İbn  Abbas   رضي الله عنهم ya  şöyle demiştir: 

“Bu  ümmet  peygamberleri  ve  kıbleleri  bir  olduğu  halde  nasıl  ihtilaf  ederler?” 

İbn Abbas  radıyallahu  anhuma  dedi  ki:  “Ey  Müminlerin  emiri!  Kur’an  ancak  bizim  üzerimize indi  ve biz  onu okuduk.  İnen ayetleri  öğrendik.  Şüphesiz  bizden sonra Kur’an’ı  okuyan  ve hangi  konuda  indirildiğini  bilmeyen  kimseler  olacaktır.  Bunun  üzerine  onlar  bu  konuda görüş  bildirecekler.  Görüş  bildirdikleri  zaman  da  ihtilaf  edecekler  ve  ihtilaf  ettikleri  zaman birbirleriyle savaşacaklardır…”

El-Kasım  b.  Sellam, Fadailu’l-Kur’an  (103)

Şeyhulislam  İbn  Teymiyye رحمهالله تعالى  şöyle  demiştir: 

“Her  kim  Kur’anı  veya  hadisi  sahabe  ve tabiin  tarafından  bilinmeyen  bir  şekilde  açıklarsa  o  kimse  Allah’a  iftira  etmiş,  Allah’ın ayetleri  konusunda  haktan  yüz  çevirmiş  ve  sözü  yerinden  çıkarmıştır.  Bu  zındıklık  ve ilhad kapısını  açmaktır.  Bunun  da  batıl  olduğu İslam  dininde zorunlu olarak  bilinir.”

Mecmuu’l-Fetava (13/243)

Şatıbî  رحمهالله تعالى  şöyle  demiştir:

“Bu  yüzden  şer’î  delile  bakan  herkesin öncekilerin  anlayışını  ve  onların  üzerinde  bulundukları  uygulamayı  gözetmesi  gerekir. İlim  ve amel  bakımından  en  doğruya ulaştıranı  ve en  sağlamı  budur.

El-Muvafakat  (3/77)

İbnu’l-Kayyım  رحمهالله تعالى şöyle  demiştir: 

“Rasulullah  sallallahu  aleyhi  ve  sellem ashabının  sünnetini  kendi  sünnetine  bağlamış  ve  kendisinin  sünnetine  tabi  olmayı emrettiği  gibi  her  ikisine  birlikte  uymayı  da  emretmiştir.  Bu  emri  öyle  mübalagalı  bir ifadeyle söylemiştir  ki  azı  dişlerle  sarılmayı  emretmiştir.”

İ’lamu’l-Muvakki’in (4/140)

Ömer  b.  Abdilaziz  رحمهالله تعالى şöyle  demiştir: 

“Rasulullah  sallallahu  aleyhi  ve sellem  sünnetler  koydu.  Ondan  sonraki  idareciler  de  sünnetler  koydular.  Bunlara tutunmak,  Allah’ın  kitabına  tabi  olmaktır,  Allah’a  itaati  mükemmelleştirmektir,  Allah’ın dininde  kuvvettir.  İnsanlardan  hiçbiri  onu  bozamaz,  değiştiremez  ve  ona  aykırı  bir   görüşte  bulunamaz.  Onun  yolunda  giden  hidayet  bulmuştur.  Ondan  yardım  isteyen yardım  görür.  Kim  de  onu  terk  ederek  müminlerin  yolundan  başkasına  uyarsa  Allah  onu döndüğü  yerde  bırakır  ve cehenemme  sokar.  O  ne  kötü  bir  dönüş  yeridir.”

Hilyetu’l-Evliya (6/324)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder