Allame ibnu Muflih şöyle diyor:
“Ahkamul müsliminin galip olduğu her dar, darul islamdır. Yine ahkamul küffarın galip olduğu her dar da, darul küfürdür. Bu iki darın dışında dar yoktur.
(Kitabu adabu şeriyye / Allame ibnu Muflih )
El-Hurraşi şöyle diyor:
“Darul harb; harbilerin hakim oldukları yerlerdir.”
(Şerh-u Muhtasar-ı Halil /
El Hurraşi )
Yani darul harb,
müslümanların islami
hükümleri tatbik etmeye
muktedir olmadıkları
beldedir.
Ed- Dusuki şöyle diyor:
“Darul islam, içerisinde islami şeairler ikame edildikçe darul harbe dönüşmez”
(Haşye-tud Dusuki ala
şerhil kebir / Ed-Dusuki )
Ancak içerisinde islami
şeairleri ikame etme
imkan ve kudreti
olmazsa o zaman darul
islam, darul harbe
dönüşür.
Dünyanın
neresi olursa olsun
dinleri hususunda fitne
içine düşmekten
herhangi bir korkuları
olmaksızın dini şeairlerini ikame etmeye
muktedir oldukları her
yer darul islamdır. Ancak
dinin şeairlerinin
ikamesinin kesildiği,
müslümanların imanının yok olduğu bir dar da;
kendiliğinden darul harb
olur.
(Asarul harb / Vehbe
Zuhayli )..
İmam Nevevi şöyle diyor:
“Darul harb üç kısımdır:
1-Müslümanların meskun bulundukları yerler,
2-Müslümanların feth edip gayri müslim ahalisinin cizye karşılığında iskan ettikleri yerler,
3-Başlangıçta Müslümanların meskun bulundukları, fakat daha sonra gayri müslimlerin istila ve hakimiyetleri altına geçen yerlerdir.
Ancak ben bazı
muteahhirin şunu
zikrettiklerini gördüm:
Şayet (Bu üçüncü kısımda) zikredilenin içerisinde müslümanlar (Ahkam-ı şeriatle hümetmekten) men olunmuyorlarsa orası darul İslam’dır. Yok müslümanlar (Kafirlerin istila ve hakimiyetleri altına giren yerlerde ahkam-ı şeriatle hükmetmekten) men olunuyorlarsa o zaman o belde darul küfürdür.
(Ravdatut talibin / İmam Nevevi )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder