21 Ocak 2016 Perşembe

Allah'ın Rızası İçin Kulun Kendisini Hapse Sokması!

İbni Kayyım r.h şöyle dedi:

"Allah-u Teâlâ'nın rızasını ve ahiret mükafatını isteyen kimse, kendisini şu iki hapse sokmalıdır:

Birincisi;

Kalbini sadece Allah-u Teâlâ'ya yönelterek hapseder. Böylece sadece Allah-u Teâlâ'nın rızasını elde etmeye çalışır. O’ndan başkasının rızasını istemez ve O’ndan başkasının rızasını önemsemez.

İkincisi;

Dilini, Allah-u Teâlâ'yı çokça zikretmek, imanını ve bilgisini artıracak şeyleri söylemek gibi faydalı şeyler için hapseder. Yine bütün uzuvlarını, her türlü günahı işlemekten alıkoyarak sadece Allah-u Teâlâ'nın farz kıldığı ve mendup olan ameller için hapseder.
Mü’min kul, Allah-u Teâlâ'ya kavuşuncaya kadar böyle yapar. Böyle yaptığı içindir ki, Allah-u Teâlâ onu bu hapis hayatından kurtarır, ona çok geniş ve çok güzel bir hürriyet verir. Kul, ne zaman bu iki hapse sabretmez, ondan kaçar ve şehvetinin esiri olursa, bu dünyadan ayrıldığı zaman en dar ve en korkunç hapse girer.
Bu sebeple, dünyadan ayrılan her bir insan ya hapis-ten çıkıp mutlak hürriyete kavuşur ya da hürriyetini kaybedip hapse girer. Muvaffak kılan Allah-u Teâlâ’dır."

(El-Fevaid s: 54)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder