21 Nisan 2015 Salı

Yüce Allah Arş'ın Üzerindedir!

Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in akîdesi, Yüce Allah’ın gökte, Arş’ın üstünde olduğudur. Nitekim Allah
subhânehu bunu, şu buyruklarıyla haber
vermiştir: “Gökte olanın
sizi yere geçirmeyeceğinden
emin misiniz? O vakit
yer çalkalanıp durur.”

[67/Mülk, 16]

“Gökte olanın üzerinize
taş yağdıran bir fırtına
göndermeyeceğinden
emin misiniz? O vakit
bilirsiniz nasılmış uyarım.” [67/Mülk, 17]

“Güzel söz O’na yükselir,
onu da amel-i sâlih
yükseltir.” [35/Fâtır, 10]

Yine şöyle buyurur:
“Gökten yere doğru işi O idare eder. Sonra da bu
O’na yükselir.”
[32/ Secde, 5]

Tâ-Hâ sûresinde de şöyle
buyurur: “Rahmân Arş
üzerine istivâ buyurdu.” [20/Tâ-Hâ, 5]

Yine şöyle buyurdu:
“Sizin rabbiniz o Allah’tır
ki, gökleri ve yeri altı
günde yarattı sonra da
Arş üzerine istivâ buyurdu.” [7/A’raf, 54]

Allah’ın Arş’a istivâ
ettiğine dâir âyetler
Allah’ın Kitâbı’nda yedi
yerde geçmektedir. Hâricîlerle ilgili hadîste
geçen Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem’in şu
sözü de bunun delîlidir:
“Ben gökte olanın emîni
iken, sabah akşam göğün haberleri bana
geliyorken, siz bana mı
güvenmiyorsunuz?”

[Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî
(4351)]

Yine Rasûl sallallahu aleyhi ve sellem’in Câriye ile yaptığı şu konuşma da
bunun delîlidir:
Peygamberimiz “Allah
nerededir?” diye sormuş,
Câriye: “Göktedir.” demişti. Sonra: “Ben
kimim?” buyurmuş.
Câriye: “Sen Allah’ın
rasûlüsün!” demişti.
Bunun üzerine Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem: “Onu azâd et.
Çünkü o mü’minedir.”
buyurdu.

[Müslim, el- Mesâcid (537); Nesâî, es- Sehv (1218)]

Yine şöyle buyurmuştur: “Merhametlilere Rahmân
da merhamet eder. Siz
yerdekilere merhamet
edin ki gökteki de rize
rahmet etsin.”

[Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941),
Tirmizî (4/324 no: 1924)
, İbn Ebî Şeybe (8/338),
Hâkim (4/159), Beyhakî
(9/41)] Tirmizî, bu hadîs
sahîhtir der. Hâkim de hadîsi tashîh etmiş ve
Zehebî de ona
muvâfakat etmiştir.

Bu konuda daha başka
hadîsler de vardır. Şeyhulislâm İbn
Teymiyye şöyle der:
“Ancak bunun ma’nâsı
Allah’ın göğün içinde
olduğu ve göklerin O’nu
çevreleyip kuşattığı değildir. Şüphesiz ki
bunu, ümmetin
selefinden ve
imamlarından hiçbiri
söylememiştir. Bilakis
onlar, Allah’ın göklerin üstünde Arşı’nın
üzerinde, yarattıklarından ayrı olduğunda ittifak
etmişlerdir. Yarattığı
şeylerde O’nun zâtından hiçbir şey olmadığı gibi,
O’nun zâtında da
yaratılmışlardan hiçbir
şey yoktur.”

Daha sonra Şeyhulislâm İmâm Mâlik’den şöyle dediğini aktarır: “Şüphesiz Allah göğün üstündedir. İlmi ise her mekândadır. Her kim Allah’ın göğün
içinde olduğuna, gök
tarafından kuşatılmış ve çevrelenmiş olduğuna,
O’nun Arş’a veya Arş’tan
başka herhangi bir
yaratılmışa muhtaç
olduğuna, Arş’a
istivâsının tıpkı mahlûkun kürsî üzerine istivâsı gibi olduğuna i’tikâd ederse, sapıktır, bid‘atçidir ve câhildir.
Her kim de göklerin
üstünde ibâdet olunan bir ilâh bulunmadığına,
Arş’ın üzerinde kendisi
için namaz kılınan ve
secde edilen bir rab
olmadığına, Muhammed’in mi’racda rabbine yükselmediğine,
Kur’ân’ın O’nun
yanından inmediğine
i’tikâd ediyorsa,
muattıldır, firavnîdir,
sapıktır, bid‘atçidir.”

Tevfik Allah’tandır.

Peygamberimiz
Muhammed’e, ailesine
ve ashabına salât ve
selam olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder